Estetik uygulamalar hakkında ne düşünürseniz düşünün, hem cerrahi hem de cerrahi dışı estetik ve güzellik sektörü her geçen gün büyük bir hızla büyümesine devam ediyor. Pandemi öncesinden günümüze estetik cerrahi operasyonlarında yaklaşık %20, cerrahi dışı estetik uygulamalarda ise %40’a yakın artış görüldü. 2024 yılında da estetik ve kozmetik uygulamalar ve ameliyatlara yoğun ilginin devam etmesi bekleniyor.
Cerrahi dışı uygulamalarda her zaman olduğu gibi kırışıklık tedavisi amacıyla uygulanan botulinum toksin enjeksiyonları tüm dünyada ilk sırayı kimseye kaptırmıyor. Cerrahi uygulamalarda BBL popo estetiği eskisi kadar popüler değil, rinoplasti her dönem olduğu gibi hala çok popüler. Vücut şekillendirici liposuction ameliyatlarına artan bir eğilim mevcut. Dolgu, botoks gibi minimal uygulamalardan fayda göremeyecek kişiler artık mini yüz germe ve tüm yüz germe ameliyatlarına daha kolay karar veriyorlar.
Son yıllarda önemi daha çok anlaşılan ve 2024’te daha sık duyacağımız kavramlar var. Bunlardan ilki ‘cilt kalitesi’. Cilt kalitesini arttırıp yüzümüzün daha canlı ve sağlıklı görünmesini sağlamak ön planda ve bunun için yapılması gereken şey cildimizdeki kolajeni arttırmak olduğu için sıklıkla duyacağımız diğer kavram; ‘kolajen biostimulanı’ Bunlardan en önemlisi ‘mineral biyostimulan’ olan kalsiyum hidroksilapatit. Gençleştirmek istediğimiz bölgenin cilt altı dokusuna enjeksyonla uygulanan bu madde, cildimizin en önemli hücreleri fibroblastların yaşla beraber azalan kolajen üretme yeteneğini iyileştiyor.
‘Bio-hacking’ felsefesini çok duymaya başlayacağız 2024’te. Vücudun en yüksek performansta çalışma yeteneğini geliştirmek ve kişinin ömrünü uzatmak için çeşitli ipuçları ve püf noktaları için kullanılan bir kavram. Epigenetik biliminin öneminin daha çok anlaşılacağı bir döneme giriyoruz. Epigenetik çevresel faktörlerin genlerimiz üzerinde yaptığı değişimleri inceler. Hem uzun hem de sağlıklı yaşamak için vücudumuzun doğal enerji kaynağı yapımında görevli olan çok önemli molekül NAD (nikotinamid adenin dinükletotit) ile ilgili araştırma ve uygulamalar ön planda. Görünen o ki, NAD molekülünün damardan serum şeklinde veya dilaltı formuyla takviye edilmesi hem sağlıklı hem de uzun bir yaşamın şifresini kıracak. Tüm bu kavramlar sayesinde önümüzdeki yıllarda, bizi yaşlandıran veya hastalandıran genlerimizin tespit edilmesi ve susturulması mümkün hale gelecek. Kısacası rejeneratif tıp ve rejeneratif estetik kavramları çığ gibi büyümeye devam edecek. Artık yaşlanmayı yavaşlatmak veya durdurmaktan ziyade geri çevirmeye (reverse-aging) başladığımız çağa ulaştık. ‘Kök hücre’ (hem kişinin kendinden hem de göbek kordonundan toplanan) uygulamaları, bu kök hücrelerden veya bitki hücrelerinden elde edilen, hücreler arası sinyal ve haberleşme parçacıkları olan ‘eksozom’larla cilt sorunlarının tedavisinde yeni kapılar açacak. Sektörün büyük şirketleri yapay zeka sayesinde kişiye özel cilt bakımları ve hatta kişinin cilt rengine özel fondoten üretimine başladılar bile. Ayrıca cilt gençleştirme lazerleri, fadyofrekans microneedling, mikrofokuslu ultrason uygulamaları uzun zamandır sektörde kendi yerlerini garantilemiş durumdalar.
Küresel olarak cerrahi dışı estetik uygulamaların Pazar hacmi 60 milyar dolar civarında ve 2030’da 3 katına çıkacağı düşünülüyor. Yaşlanmayı geciktirmek değil, durdurmak ve geri çevirme kavramları ön plana çıkmaya başladı. Yenileyici Rejeneratif Estetik’e daha fazla yönelim olacak. Çünkü hepimizin gördüğü kötü estetik örneklerden sonra cilt kalitesi, kolajen kaybı, hücre yenilenmesi, doku iyileştirilmesi kavramlarının önemi anlaşıldı. Daha sürdürülebilir, daha doğal, biyo-çözünür ve bağışıklık sistemimizle uyumlu enjekte edilebilir tedavilere yenilerinin ekleneceğini düşünüyorum.
“Bu yazı içeriği bilgilendirme amaçlıdır. Konuyla ilgili daha detaylı ve doğru bilgiye ulaşmak için lütfen doktorunuza başvurunuz.”
Sevgiler;
Dr. Deniz Heppekcan