Bu yazıda nikotinamid adenin dinükleotit’in (NAD) vücudumuzdaki rolünü ve NAD takviyesini nasıl seçeceğinizi öğrenebilirsiniz.

Anti-aging alanındaki son gelişme ve trendleri takip ediyorsanız mutlaka NAD ismini duymuşsunuzdur. Artık çok popüler bir sağlıklı yaşam terimi olan NAD, vücudumuzda endojen olarak bulunan ve üretilen bir ko-enzimdir (vücudumuzdaki metabolik olaylarda yardımcı bir madde diyebiliriz), ayrıca brokoli,lahana ve salatalık gibi sebzelerde az miktarda bulunmaktadır.

NAD hücrelerimizin enerji santrali olan mitokondrilerimizde gerçekleşen ve gıdalardan enerji elde edilen metabolik süreç olan ‘krebs döngüsü’nde yer alan, olmazsa olmaz bir maddedir. Hücrelerimizde kullanılan enerji biçimi olan ATP’nin üretimi (NAD/NADH+)’a bağlıdır. NAD seviyeleri yaşlanma sürecinde sürekli azalır. Ayrıca NAD, ‘sirtuinler’ adındaki enflamasyon (yangı) azaltıcı etkiye sahip olan enzim grubunu aktive ederek uzun ömürlülükte de önemli bir rol oynar. Kısacası NAD sadece yaşam için değil, uzun yaşamak için de gereklidir.

NAD seviyesinin yaşlanmayla beraber azaldığını söylemiştik, bunun nedeni CD38 isminde NAD molekülünü parçalayan bir enzimdir. Hayvan deneylerinde NAD’ın enerji ve metabolizmayı arttırmanın yanında kas gücü ve fiziksel performansı da artırdığı, bilişsel fonksiyonları olumlu etkilediği,  yaşlanmaya bağlı bazı hastalıkları önleyebildiği gösterilmiştir. Kronik yorgunluk, inflamatuvar bozukluklar, metabolik bozukluklar gibi pek çok olumsuz durum NAD depolarımızın tükenmesiyle ilgili sonuçları içerir.

NAD veya öncül maddelerinin (NMN: nikatinamid mononükleotit) dışarıdan takviyesinin yararlı olduğu yine hayvan deneylerinde gösterilmiştir. İnsanlarda yapılan klinik çalışmalar şimdilik küçük gruplarla sınırlı olsa da randomize kontrollü çalışmaların artmasıyla daha belirleyici kanıtlara ulaşmak mümkün gibi görünüyor.

NAD’ın bu kadar popüler olması Harvard’tan genetik profesörü David Sinclair’in ‘Lifespan’ kitabında ve sosyal medyada NAD ile ilgili araştırmaları ve elde ettikleri bilimsel verileri paylaşmasının katkısı yanında belki de asıl popülerliği sağlayan ‘Keeping up with the Kardashians’ ın bir bölümünde Kendall Jenner ve Hailey Bieber’in beraber NAD serum almaya gitmesi gibi görünüyor.

NAD artırmanın tek yolu dışarıdan oral veya iv (intravenöz= damardan) takviye almak değil elbette. Hücrelere ani fakat DNA hasarı yaratmayacak düzeyde stres yüklenmesi de NAD düzeylerini arttırıyor. Buna örnek olarak aralıklı oruç (intermittent fasting), ani sıcak ve soğuk maruziyeti, düzenli ama orta düzeyde egzersiz, hayvansal proteinden düşük beslenmek, genel kalori kısıtlaması verilebilir.

NAD takviyelerini damardan serum yoluyla almak da bir diğer seçenek fakat bu serumların güvenilir kaynaklar tarafından üretildiğine ve denetlendiğine emin olarak kullanmak önemli. Bu da hekim kontrolünde ve sağlık kuruluşları bünyesinde uygulanması anlamına geliyor. Oral takviyeler mide-barsak sisteminde hızlıca etki kaybına uğrayacağı için damardan serum tedavisi veya hızla kana karıştığı için dil altı hap şeklindeki formlar daha etkili takviye seçenekleri olarak görünüyor.

Özetle, eğer NAD düzeyiniz yüksek olursa bu daha enerjik olacağınız, hücrelerinizin daha iyi çalışacağı, vücudunuzun daha hızlı kendini onaracağı anlamına geliyor.

NAD ihtiyacınızın belirlenmesi ve nasıl takviye edilmesiyle ilgili daha detaylı bilgi için lütfen doktorunuza başvurunuz.

“Bu yazı içeriği bilgilendirme amaçlıdır. Konuyla ilgili daha detaylı ve doğru bilgiye ulaşmak için lütfen doktorunuza başvurunuz.”

Sevgiler;

Dr. Deniz Heppekcan

Visited 162 times, 1 visit(s) today

Yorum Bırak!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir